Horlama ve Apne Cerrahisi

Horlama

Uyku esnasında yumuşak damak, küçük dil ve çevresindeki yumuşak dokuların titreşimi ile oluşan kaba, gürültülü sestir.

 

Uyku Apnesi

Solunumun 10 saniye veya daha uzun süre durmasıdır.

 

Hipopne

Aynı süre boyunca hava akımının %50 azalmasına, kandaki oksijen seviyesinin düşmesi (desaturasyon) veya uyanma olmasına denir.

 

Horlama

Sıklıkla nefes alma sırasında oluşur. Bazı kişilerde ağzı kapalı iken de horlama görülebilir. Horlama üst solunum yolundaki artmış direncin göstergesidir. Direncin daha da arttığı durumlarda uyku apnesi ile beraber görülür.

Horlaması olan kişilerde sıklıkla üst solunum yolunda daralma, obezite, burun tıkanıklığı, yüz ve çenede orantısızlıklar, hipotiroidi, akromegali, bademcik ve geniz eti büyümeleri görülebilir. Uyku apnesi olmaksızın olan horlamaya “primer horlama”veya ,“basit horlama” denir. Horlaması olan kişiler çoğunlukla bu durumdan bir rahatsızlık duymaz. Sıklıkla beraber uyuduğu kişi veya ev halkı bu durumdan şikayetçidir(sosyal problem). Horlama sıklıkla sadece kişinin yattığı odada duyulurken bazen de evin tüm odalarında duyulabilecek kadar şiddetli olabilir ve hatta eşlerin yataklarını ayırmasıyla sonuçlanabilir.

 

Horlamanın sebepleri

  • Uzamış ve sarkmış yumuşak damak ve küçük dil,
  • Büyük bademcik ve geniz eti (özellikle çocuklarda),
  • Burun etleri ve mukozanın şişmesi (özellikle alerjide),
  • Burundaki anatomik problemler; deviasyon, valv yetmezliği, konka hipertrofisi, polip vs.,
  • Obezite,
  • Alkol, yatıştırıcı ve trankilizan ilaçlar.

 

Uyku apnesi

Uyku esnasında solunumun 10 saniye veya daha uzun süre durmasıdır. Bu esnada kandaki oksijen seviyesi düşer, uyku bölünmeleri olur. Uykunun kendi içinde farklı evreleri vardır. En çok dinlendiğimiz dönem derin uyku dönemidir ve uyku apneleri de en çok bu dönemde olur. Kişi apneye girdiğinde derin uykudan yüzeysel uykuya geçer, çoğu zaman tam uyanmaz ve apneye girdiğinin farkında olmaz. Tekrarlayan apnelerle beraber derin uyku süresi kısaldığından dinlenmemiş kalkar, gündüz uykululuk hali oluşur. Apne esnasında kandaki oksijen seviyesi düştüğünden başta beyin ve kalp olmak üzere birçok hayati organ apne döneminde oksijensiz kalır ve bunlara bağlı olarak ani ölüm dahil birçok riskler ortaya çıkar.

 

Obstruktif uyku apne sendromu (OSAS)

Obstruktif uyku apne sendromu (OSAS) ise uyku esnasında üst hava yollarında tıkanma veya daralma sonucunda oluşur. OSAS da kişi nefes almaya çalışır ancak üst solunum yolu tıkalı olduğu için alamaz. OSAS da ise üst solunum yolunda tıkanıklık veya darlık oluşturan durumlar etkendir. Üst solunum yolu burundan başlar, geniz bölgesi, yumuşak damak ve dil kökü ve gırtlağa (larinks) kadar devam eder. Dolayısıyla bu bölgelerin bir veya birkaçında ki darlıklar veya tıkanıklıklar OSAS a neden olabilir.

Çoğu zaman tıkanıklık tek seviyeli olmaz. Burun + yumuşak damak, yumuşak damak + dil kökü veya burun + yumuşak damak + dil kökü şeklinde olur. Bundan dolayı da sadece buruna yönelik ameliyatlar uyku apnesini tedavi etmeye yetmez.

 

Uyku apnesi, hipertansiyon, iskemik kalp hastalığı, kalp krizi, kalpte ritim bozukluğu, felç-inme riski,baş ağrısı, pulmoner hipertansiyon, sağ kalp yetmezliği, İnsülin direnci gelişimi ile şeker hastalığına yatkınlık, cinsel isteksizlik, prostat büyümesi,çocuklarda büyüme hormonunda azalmaya bağlı gelişme geriliği, trafik ve iş kazaları,evlilik problemlerine neden olabilir.

 Uyku apnesi olan hastalarda, gece ve gündüz bulgular olur. Kişi gece semptomlarının çoğunun farkında olmaz. Horlama, uyku esnasında nefeste duraksama, uykuda aşırı hareket, gece uyku bölünmesi, reflü, gece sık idrara çıkma, idrar kaçırma, geceleri terleme gece semptomlarıdır. Uykululuk hali, yorgunluk, unutkanlık, dikkatsizlik ve konsantrasyon bozukluğu, kişilik değişiklikleri, depresyon ve anksiyete bozukluğu, cinsel problemler; Libido düşüklüğü, cinsel isteksizlik, Seksüel disfonksiyon, sabah baş ağrısı, ağız kuruluğu ve boğaz ağrısı ise gündüz semptomlarıdır.

Uyku apnesinin tanısı Polisomnografi (PSG) dediğimiz uyku testi ile konur. Uyku testinde kişi bir gece uyku laboratuvarında yatırılır. Vücudun belirli alanlarına algılayıcılar yapıştırılarak kişinin uyku esnasında burun ve ağızdan gerçekleştirdiği solunum, kaç kez ve ne kadar süre ile apneye girdiği, uykunun hangi evrelerinde apneye girdiği, apnelerin merkezi mi yoksa tıkayıcı (OSAS) mı olduğu, kandaki oksijen seviyelerindeki değişiklikler, kalp hızı ve ritmi, göğüs ve karın hareketleri, uyku esnasında beyin dalgaları ve uykunun evrelerindeki değişim kaydedilir. Çıkan sonuca göre uyku apnesinin şiddeti hafif-orta-ağır şeklinde derecelendirilir.

Horlama, tanıklı apne ve gündüz semptomları yaşayan hastalara uyku testi yapılmalıdır.

Uyku testi, PSG teknisyenleri tarafından yapılır ve sonucu uyku laboratuvarının başındaki Göğüs hastalıkları, KBB veya Nöroloji hekimi tarafından raporlanır.

Uyku testi sonucunda uyku apnesi tespit edilen her hastaya KBB muayenesi yapılmalıdır. Bu muayenede burundan başlayarak geniz, dil kökü ve gırtlak dahil olmak üzere detaylı endoskopik muayene yapılır. Ayrıca dil-dil kökü büyüklüğü, yumuşak damak ve küçük dilin konumu, büyüklüğü, bademcikler değerlendirilir. KBB muayenesi ile üst solunum yolundaki tıkanıklık ve darlıklar tespit edilebilir.

 

Horlama ve apnesi olan hastalar,,düzenli spor yapmalı, yatarken yemek yememeli, alkol ve sigarayı bırakmalı, uyku verici ilaçları terketmeli, kilo vermeli, uygun yatış pozisyonu tercih etmelidir.

 

Horlama ve apne cerrahi tedavisi

Horlama, hafif -orta derecede uyku apnesi olanlarda veya PAP tedavisine adapte olamayan hastalarda cerrahi tedavi önerilir. Üst solunum yolundaki anatomik darlık bölgesi veya bölgeleri genişletilerek solunum sırasındaki tıkanıklık önlenmeye çalışılır.Darlık; burun, geniz, yumuşak damak ve küçük dil, dil kökü veya gırtlak bölgesinin bir veya bir kaçında olabilir. Buna bağlı olarak da bu bölgelerin bir veya bir kaçına cerrahi müdahale gerekebilir.

 

Buruna Yönelik Cerrahiler

Septoplasti (Deviasyon ameliyatı), Burun eti küçültülmesi, Burun valfi cerrahisi, Endoskopik Sinüs Cerrahisi (Polip veya burun kitlelerinde). Tek başına burun ameliyatları, horlamada %50, hafif derece uyku apnesinde ise %10 oranında düzelme sağlar.

 

Geniz Bölgesine Yönelik Cerrahiler

Geniz etinin alınması, Geniz kitlelerinin cerrahisi.

 

Damak Cerrahileri

Uvulopalatofaringoplasti (UPPP), Lateral faringoplasti, Transpalatal ilerletme, Anterior palatoplasti, Ekspansiyon sfinkter faringoplasti,) vs. gibi birçok teknik uygulanmaktadır. Son zamanlarda anterior palatoplasti tekniği çok popülerdir. Kliniğimizde de horlama,hafif-orta apnelerde başarı ile uygulanmaktadır.

 

Dil Kökü Cerrahileri

Dil kökünden doku çıkarılması, Dil kökü askısı, Hiyoid süspansiyon (dil kemiği askısı) yöntemleri tanımlanmış ancak uzun süren ağrı ve beslenme problemleri, komplikasyonlarının yüksek olması ve orta-uzun dönemde etkinliğinin düşük olması nedeniyle yaygınlık kazanmamıştır.

 

Maksillo-mandibuler ilerletme

Üst ve alt çenenin öne alınması ameliyatıdır. Yukarıda sayılan ameliyatlar içerisinde başarı oranı en yüksek olan ameliyattır. Uyku apnesinin tedavisindeki etkinliği, seçilmiş hastalarda %90 a varmaktadır. Ancak bu ameliyat diğerlerine göre, iyileşme süresi uzun, komplikasyon oranı daha çok ve yüz görünümünde kalıcı değişikliğe neden olduğundan nadiren uygulanmaktadır.

İzmir Can Hastanesi

Ataşehir Mahallesi 8019/16 Sk. No: 18 Çiğli - İZMİR
iletisim@izmircanhastanesi.com +90 (232) 715 40 00

https://www.facebook.com/izmircanhastanesi/ https://twitter.com/izmircanhastane https://www.instagram.com/izmircanhastanesi/ https://www.youtube.com/channel/UCY_rp1EOHdPgyu9ajnWBYYQ https://www.linkedin.com/company/cansaglikgrubu?originalSubdomain=tr
Can_Hastansesi_WhatsApp
0 232 715 40 00 Whatsapp