Odyoloji kliniği, işitme yeteneklerini izleyen ve sorunları önceden tespit eder. Odyoloji kliniğinde görevli uzmanlarımızın gerçekleştirdiği testler ile birlikte işitme ve denge kayıplarını bulmak ve tedavi etmek hedeflenmektedir. Uzman odyologlar, ihtiyaç duyulduğunda işitme cihazı ya da implant gibi çözümler sunabilirler. Bu klinik, bebek ve çocuklara da özel tedavi yöntemlerini barındırabilmektedir, İşitsel eğitim ve rehabilitasyon destekleri ile kliniğimizde hastalar, modern test cihazları ile ayrıntılı olarak değerlendirilir.
Odyoloji, işitme fonksiyonlarını inceleyen bir bilimdir. İşitme sorunlarının önceden tanı ile tedavi edilmesi oldukça önemlidir. Odyologlar, tanı koyduktan sonra gerekli cihaz ya da implantı önerir. Çocuklarda ise özel eğilimlere de önerilebilmektedir. İşitme, insanların birbirleriyle ve dış dünya ile iletişim kurmasında anahtar bir rol oynar. Odyoloji kelimesinin kökenleri de buradan gelmektedir, “Odyo” ve “loji” yani ses ve mantık, bilim kelimelerinin birleşiminden ortaya çıkmaktadır, özünde bir işitme bilimidir odyoloji.
Odyoloji bilimine göre işitme kaybının birçok sebebi olabilir, bu sebeplerin de insanlar arasında farklı belirtileri mevcuttur. Gündelik hayatta normal düzeyde bir insan konuşması, 500-5 bin hertz arasındadır, 20 bin hertz üzeri sesleri insan kulağı algılayamaz. Normal aralıklardaki seslerin duyulmaması veya az ses duyulması konuşmaları anlamakta zorluk gibi sebepleri, bizlerin işitme kaybı olarak belirttiğimiz tanıyı ortaya çıkartır.
İşitme kaybı yaşayan kişiler, televizyon ve radyo gibi ses kaynaklarını daha yüksek sesle açmak zorunda kalabilir. Çocuklarda işitme kaybı, dil ve konuşma gelişiminde yavaşlamaya sebep olabilmektedir. Ayrıca yüksek sesle konuşma ve odaklanma zorluğu da olabilir. Çocuklar, sadece bir yöne bakarak seslere tepki verebilir. Çınlama, dönme, dengesizlik gibi fiziksel belirtiler de olabilir. Bu gibi tepkileri çocuğunuzda gözlemlediğinizde bir odyoloji kliniğine başvurmanızı önermekteyiz.
Yenidoğan bebeklerde de işitme kaybı gözlemlenebilmektedir, işitme kaybına sebep olabilecek birçok faktör vardır. Bunlar arasında, düşük doğum ağırlığı ve uzun süre yoğun bakımda kalmak vardır.6-12 aylık bebeklerde, seslere tepki vermemek ve konuşma sesi çıkarmamak gibi belirtiler gözlenebilir. Bu durum, öğrenme güçlüğüne de yol açabilir. İşitme kaybının tetikleyicileri arasında çok yüksek ses seviyeleri yer alır. Madde kullanımı ve yaşlılık da etkili olabilir. Doğuştan gelen genetik sebepler, yaşlanma ve yaralanmalar işitme kaybının altında yatan nedenler olabilir. İşitme kaybı, uzmanlar tarafından yapılan testlerle teşhis edilir.
Yaşa bağlı işitme kaybı, genellikle yavaş gelişen bir sorundur. Bu durum, yüksek frekanstaki sesleri duymayı zorlaştırabilir.Gürültü kaynaklı işitme kaybında, gürültülü ortamlarda konuşmaları anlamak zor olabilir. Kulak çınlaması gibi rahatsızlıklar da oluşabilir. Gürültüye karşı önlem almak, işitme kaybını önceden engelleyebilmek mümkündür, bu önlemler yüksek seslerden kaçınmayı ve kulak koruyucu kullanımını içerebilir. Uzman odyologlar ile görüşerek tavsiye alabilirsiniz. Yüksek sesli ortamlarda çalışanlar için, fabrikalar, çağrı merkezleri gibi iş yerlerinde çalışanlar için tavsiyemiz her yıl mutlaka işitme testi yaptırmalarıdır. Bu konuda İzmir’de Can Hastanesi olarak birçok işyeri ile özel anlaşmalar kapsamında, düzenli olarak çalışanların işitme sağlığına yönelik kontroller gerçekleştirmekteyiz.
Bir kişi normal işitme seviyesindeyken, dış sesleri rahatlıkla duyabilir ve konuşabilir. İşitme kaybı başladığında kişi anlaşılamaz ve kendini ifade edemez hale gelebilir. İşitme kaybından doğan bu duruma neden olan pek çok hastalık vardır. Vertigo ve Tinnitus gibi (baş dönmesi ve kulak çınlaması), tümörler, Meniere hastalığı gibi pek çok farklı rahatsızlıklar sayılabilir.
İşitme kaybı genellikle yaşlılar ve gürültülü ortamlarda çalışanları etkiler, darbe veya patlamalar da işitme kaybına neden olabilir. Ayrıca, ani idiyopatik işitme kaybı adı verilen durumlar da olabilmektedir. Bu durumda, işitme kaybı aniden ortaya çıkabilir.
Erkeklerde işitme kaybı, genellikle 65-74 yaş arasında başlamaktadır. 40 yaşından sonra, iç kulak ve sinirlere etki eden hastalıklar sık sık görülmektedir. Yüksek sesler, özellikle 95 desibelin üzerinde olanlar, ani işitme kaybına neden olabilir. İşitme kaybı belirtileri, arasında insanların cümleleri tekrarlamasını istemeleri ve kalabalık yerlerde zorluk çekilen duvarı ayırt etmek yer alır. Ayrıca, televizyon veya müziği duyamamak ve konuşmaları takip edememek de belirtiler arasındadır.
İşitme kaybı tanısı için enfeksiyon var mı diye bakılır ve işitme testleri yapılır. Tedavi yöntemleri arasında işitme cihazları ve timpanostomi tüpleri bulunur. Ayrıca, koklear implantlar ve yardımcı dinleme cihazları da kullanılabilir. Konuşma-okuma eğitimi ve ilaçlar da tedavi seçenekleri arasındadır.
Yüksek frekanslı işitme kaybının nedenleri arasında doğumsal olan, yaşla ilgili, yüksek ses maruziyeti, kafa yaralanmasına bağlı olanlar, ve genitik faktörler yer alır.
Doğuştan olan işitme kayıpları ile ilgili sebepler arasında doğumda oluşan bazı durumlar yer alır. Bunlar Down sendromu gibi sendromlar olabilir ya da ciltte kistler ve kulak akıntıları gibi belirtiler görünebilir.
Sensörinöral işitme kaybının nedenleri arasında virüs enfeksiyonları ve adaptasyon gösteren tümörler var. Karma işitme kaybı denildiğinde, hem iletim hem de sensörinöral türlerinin bir arada olduğu durumlar kastedilir.
65 yaşından büyüklerde her üç kişiden birinde işitme kaybı görülür.
Günlük yaşamı etkileyen işitme kaybı, genellikle ileri ve çok ileri yaşlardaki kişilerde olur. Bu durum kişinin konuşmaları takip etme güçlüğü çekmesine
ve sosyal sorunlara yol açabilir.
İşitme kaybına neden olan faktörler arasında yaşlılık ve yüksek sesler önemli yer tutar. Diğer nedenler arasında kulak enfeksiyonları ve ilaç kullanımı vardır.
Geçici işitme kaybına zehirli ilaçlar neden olabilir. İlaç bırakılınca, işitme genellikle düzelir.
İşitme kaybı tespiti için odyometri testleri yapılır. Bu testlerin sonuçları, grafiklerle görselleştirilir.
Tedavide işitme cihazları ve gerektiğinde ameliyat kullanılır. Yaşlılık, işitme problemleri için en sık rastlanan sebep olarak öne çıkar.
Odyoloji Kliniğinde Sunulan Hizmetler Nelerdir?
Odyoloji kliniğinde çok çeşitli hizmetler bulunmaktadır. Yetişkinlerle çocuklar için odyolojik tetkikler yapılabilir, ayrıca bebekler için işitme taramaları da mevcuttur.Denge bozukluklarına özel tanı ve tedavi, işitsel rehabilite ve koklear implant gibi uygulamalar odyoloji kliniğinin tedavileri kapsamındadır.
Klinik ayrıca işitme cihazları ve kulak çınlaması gibi rahatsızlıklara ilişkin de tedavi gerçekleştirmektedir.
İşitme Testleri
İşitme testleri, bir kulak burun boğaz uzmanının yönlendirmesiyle olur. Genellikle bir odyoloji polikliniğinde muayene yapılır. Bir odyometrist testleri yapar .Bu testler; saf ses odyometrisi, timpanometri, konuşma odyometrisi ve akustik refleks testlerini içerir. En yaygın kullanılan test saf ses odyometrisidir. Bu test, duyabildiğiniz en düşük ses düzeyini bulur.Timpanometri testi ise orta kulaktaki basınç miktarını ölçer. Kulak fonksiyonları hakkında bilgi verir.
Kulak Çınlaması tedavisi
Kulak çınlaması sıkça görülür ve işitme sisteminde sorun olduğunu gösterir. Yüksek sesli müzik ve benzeri akustik yaralanmalar, kulaklarda problemlere yol açarak çınlamaya neden olabilir. Bu ses, bazen bir kulağımızda, bazense her iki kulakta duyabileceğimiz ya da kafamızın içinden gelir gibi hissettiğimiz tiz bir sestir.Kulak çınlaması, genellikle kulak ya da işitme yolu problemlerinden kaynaklanır ve herkesi etkileyebilir.Ancak çeşitli yöntemlerle tedavi edilir, bazı durumlarda işitme cihazları ve maskeleyiciler büyük yardım sağlayabilir.
Denge Bozuklukları
Odyoloji, denge bozukluklarının tedavi ve incelenmesine odaklanır.Denge sistemi birçok bileşenin bir araya gelmesi ile çalışır.Bu bileşenler arasında kaslar, görme ve iç kulak da vardır.İç kulağın işitme yanı sıra denge için de önemli olduğu unutulmamalıdır.
Denge sorunu yaşayan hastaların durumu anlamak için özel testler yapılır.Testler, dengenin iç kulak mı yoksa beyin kökenli mi olduğunu ortaya çıkarır.VNG, Kalorik, Vhit gibi testler bu süreçte yardımcı olur.Bu testler, son teknoloji cihazlarla yapılır.
BPPV en sık görülen baş dönmesi türüdür ve belirli manevralarla tedavi edilebilir.Vestibüler rehabilitasyon egzersizleri yaşam kalitesini yükseltmeyi amaçlar. Bazı durumlarda, tıbbi veya cerrahi müdahale gerekebilir.