YAŞAM SÜRESİNCE BESLENMENİN ÖNEMİ
Sağlığı korumak, iyileştirmek ve yaşam kalitesini artırmak için vücudun ihtiyacı olan besin ögelerinin dengeli ve düzenli olarak alınması gerekmektedir. Hayatımızın belirli dönemlerinde ihtiyacımız olan enerji ve besin içerikleri değişmektedir. İlerleyen dönemlerde sağlık problemleriyle karşılaşmamak ve yaşam kalitesini yüksek tutmak için dönemsel olarak besin ihtiyacının bilincinde olup yeterli beslenmek önem arz etmektedir.
Bebek Beslenmesi
Hayatla ve besinlerle yeni tanışılan, büyümenin en hızlı olduğu dönem bebeklik dönemidir. Bu dönemde besinlere doğru zamanda geçiş, yeterli ve doğru zaman aralıklarıyla beslenme bireyin sağlık durumunu hayatı boyunca etkileyecek alt yapıyı oluşturmaktadır.
Yeni doğan için en önemli ve yeri doldurulamaz besin anne sütüdür. Anne sütü bebeğin sağlıklı olması, besin öğeleri ihtiyacını karşılaması, kolaylıkla sindirilebilmesi, hastalıklara karşı koruması, ekonomik ve pratik olması açısından bebek için ideal bir besindir. Bebekler ilk 6 ay sadece anne sütüyle beslenmeli daha sonra ayına uygun besinlere sırayla, tek tek deneterek geçirilmelidir. Alejen gıdalara (çilek, domates, inek sütü, balık vb.) dikkat edilmeli bu tarz besinler denetildiğinde bebeğin durumu iyi gözlenmelidir. 1 yaşına kadar bal, bakla, patlıcana geçilmemeli, bebeğin yemeklerine tuz, salça, şeker, baharat eklenmemelidir. Tamamlayıcı besine geçirildiğinde anne sütüne devam edilmeli mümkünse 2 yaşına kadar emzirilmelidir. Ek besine geçişle bebeğe su verilmeye başlanmalı suyun temizliğinden emin olunmalıdır ( kaynatılıp soğutulmuş su )
6.Ay:
7. Ay:
8. Ay
12.Ay:
Çocukluk Dönemi Beslenme
Bu dönem okul öncesi dönem ve okul dönemi beslenme olarak 2’ye ayrılmaktadır. Genel anlamda beslenme alışkanlıklarının temelinin atıldığı en önemli dönem çocukluk dönemidir.
Okul öncesi dönemdeki (1-6 yaş) çocuklar artık kendi besinlerini seçmek istedikleri için ailenin beslenme tarzı, eve alınan besinler, sofra kuralları ve çocuğa sunulan besin çeşitleri çocuğun ileriki dönem beslenme alışkanlıklarını önemli ölçüde etkilemektedir. Hareket kapasitesinin geliştiği, büyümenin hızlı olduğu bu dönemde çocukların hacimce küçük, içerik yönünden zengin beslenmeleri gerekir. Kemik gelişimi için süt, yoğurt, kefir ; kas gelişimi için et, peynir, yumurta gibi değerli protein kaynakları ; beyin gelişimi için fındık, ceviz, zeytin yağ gibi faydalı yağ asidi kaynakları; bağırsak sağlığı için sebze, meyve, tam tahıl ürünler gibi lif kaynakları çocuğun beslenmesinde muhakkak bulundurulmalı kızartmalar, şekerli ürünler, hamur işleri olabildiğince az tükettirilmelidir.
Okul dönemi (6-12 yaş ) çocuklarında görülen en büyük problem sağlıksız beslenmedir. Ebeveyn gözetiminden çıkan ve dışarıdan besine ulaşabilme imkanı bulan çocuklarda sağlıksız besinlere yönelim veya öğün atlamadan kaynaklı şişmanlık, anemi(kansızlık), diş çürükleri, D vit ve kalsiyum eksiklikleri görülmektedir. Beslenme düzeni bozulan çocukta konsantrasyon bozukluğu, odaklanamama gibi problemlerle de karşılaşılmakta, bu durum çocuğun okul başarısını etkilemektedir. Sosyal hayat ve okul hayatı sebebiyle dışarıda beslenmesi gereken çocuğa sağlıklı besinlere ulaşım imkanı sunulmalı gerekirse beslenme çantası oluşturulup günlük ihtiyacı olan besinleri dengeli ve yeterli miktarda alması sağlanmalıdır.
Adölesan (Ergenlik) Döneminde Beslenme
12-18 yaş arasını kapsayan bu dönemde değişen sosyal çevre şartları, ağırlaşan okul hayatı, hormonlardaki değişikliklerden kaynaklı duygu durum bozuklukları ergenlik dönemindeki bireylerin beslenmesinde sorunlara neden olabilmektedir. Strese bağlı aşırı yeme, sağlıksız besinleri seçmenin kötü bir sonucu olan şişmanlığın yanısıra özellikle kızlarda yeme davranış bozuklukları da(anoreksiya, bulumiya, tıkınırcasına yeme sendromu vb.) görülebilmektedir.
Fat-food’a ulaşımın çok daha yaygın olduğu bu dönemde şişmanlık, vitamin mineral eksiklikleri, kansızlık, bağırsak hastalıkları (spastik kolon gibi) , fazla miktarda gazlı içecek tüketmeye bağlı olarak mide rahatsızlıkları ( gastrit) görülme sıklığı artmaktadır.
Adölesanlarda öğün atlama alışkanlığı yaygındır. Özellikle günün en önemli öğünü olan kahvaltı atlanmamalı günlük vücudun ihtiyacı olan karbonhidrat, yağ, protein, enerji doğru kaynaklardan sağlanmalı fiziksel aktivite ihmal edilmemelidir.
Yetişkinlik Döneminde Beslenme
Sağlıklı yaşamak, hayat kalitesini ve verimliliği artırmak için kişinin bedenen ve ruhen iyilik hali içinde olması gerekmektedir.Dengesiz beslenme ve sedanter( hareketsiz) yaşam tarzının benimsenmesi beraberinde obezite, kalp damar hastalıkları, gastrointestinal sistem hastalıkları, hipertansiyon, diyabet (şeker), osteoporoz gibi hastalıkları beraberinde getirmiştir.
Genel olarak beslenmede dikkat edilmesi gerekenler ;
Yaşlılık Döneminde Beslenme
65 yaş ve üzeri bireyler yaşlı grubuna dahil edilmektedir. Günümüzde sağlık koşullarının iyileştirilmesiyle yaşam süresi uzamış yaklaşık 78 yıla ulaşmıştır.
Tüm dönemlerde olduğu gibi hayatın bu döneminde de sağlıklı beslenme önem taşımaktadır.
Yaşlanma ile oluşan tat ve koku almadaki azalma, iştahsızlık, besin ögelerinin sindirimi ve emilimin azalması, diş kayıpları gibi faktörler beslenme yetersizliklerini ve hastalıkları beraberinde getirmektedir.
İştahsız yaşlı bireyler beslenmelerinde hacimce küçük içerik olarak zengin besinler tercih edilmeli öğün atlanmamalıdır. Herhangi bir sağlık gerekçesi yoksa her gün yumurta, süt ve süt ürünleri, et gibi protein kaynakları tüketilmelidir. Susanmasa da su içilmeli günlük su tüketimi en az 1,5 litrede tutulmalıdır. Çay, kahve gibi diüretik etki gösteren içeceklerin tüketimine dikkat edilmeli, günde 2-3 bardağın üstüne çıkılmamalıdır. Lifli gıdalara beslenmede yer verilmeli sebze ve meyve tüketimi artırılmalıdır. Sağlıklı pişirme yöntemleri (fırın, haşlama, buğulama vc) ve sağlıklı yağ kaynakları tercih edilmelidir tereyağ, kuyruk yağı, iç yağı, margarin kullanılmamalıdır. Haftada 2-3 kez balık, 1-2 kez kuru baklagil, 2-3 gün kırmızı et tüketilmelidir. Tuz tüketimi sınırlandırılmalıdır.
Fiziksel aktivite artırılmalıdır herhangi bir engelleyici sağlık durumu yoksa haftada en az 3 defa 30 dakikalık yürüyüşler yapılmalı, sigara ve alkolden uzak durulmalıdır.