İzmir Kalp ve Damar Cerrahisi Merkezimiz, kalp damar hastalıklarının tedavisinde minimal invazif ve robotik cerrahi yöntemlerin yanı sıra; açık, kapalı ve kombine endovasküler tedavi yöntemlerini de uygulayan bir mükemmeliyet merkezi olarak yurtdışında da tanınmış ayrıcalıklı bir merkezdir. Can Hastaneleri Kalp ve Damar Cerrahisi Merkezinde 10 yılı aşkın süredir, tüm yaş gruplarından binlerce kalp hastasının cerrahi tedavisi başarıyla gerçekleştirilmiş olup; her yıl, 500’den fazla kalp damar ameliyatına imza atılmaktadır.
Multidisipliner yaklaşımı ile tüm hastaları için özellikli hasta bakımı programı geliştiren Kalp ve Damar Cerrahisi Merkezimiz, yüksek riskli kalp hastalarını da başarıyla tedavi etmektedir. ardiyoloji Bölümü ile yakın işbirliği içinde çalışan Kalp ve Damar Cerrahisi Merkezimiz; ayrıca Çocuk Kalp Sağlığı ve Cerrahisi Merkezimizin yanı sıra, Kalp Nakli ve Kalp Destek Sistemleri Merkezimiz ile de güçlü bir ekip çalışması içindedir.
Kalp ve damar hastalıkları, dünya genelinde en yaygın ölüm nedenleri arasında yer almakta ve milyonlarca insanın yaşamını tehdit etmektedir. Kardiyovasküler hastalıkların bu denli yaygın olması, kalp ve damar cerrahisini tıbbın en kritik uzmanlık alanlarından biri haline getirmiştir.
Geçmişte, kalp hastalıklarına yönelik cerrahi girişimler yüksek risk taşırken, günümüzde teknolojinin ve tıbbi inovasyonların etkisiyle oldukça güvenli ve etkili hale gelmiştir. Minimal invaziv tekniklerden robotik cerrahiye kadar pek çok yeni yöntem, hastaların daha hızlı iyileşmesini sağlamakta ve komplikasyon risklerini azaltmaktadır.
Kalp ve Damar Cerrahisinin Kapsamı ve Uzmanlık Alanları
Kalp ve damar cerrahisi, geniş bir yelpazeye yayılan cerrahi prosedürleri kapsar. Her biri farklı uzmanlık gerektiren alanlara ayrılan bu branşın başlıca kategorileri şunlardır:
Açık Kalp Cerrahisi: Kalp damar hastalıklarının tedavisinde en sık başvurulan yöntemlerden biri olan açık kalp cerrahisi, özellikle koroner arter bypass greft (CABG) ameliyatlarında kullanılır. Kalp kapak hastalıkları, doğuştan gelen anomaliler ve tümörler için de bu yöntem tercih edilmektedir.
Minimal İnvaziv Cerrahi: Geleneksel yöntemlere kıyasla daha küçük kesilerle gerçekleştirilen bu teknikler, hastanın iyileşme süresini kısaltırken komplikasyon risklerini de azaltır. Robotik cerrahi, laparoskopik yöntemler ve endovasküler girişimler bu kategoriye dahildir.
Pediatrik Kalp Cerrahisi: Doğuştan gelen kalp hastalıklarıyla doğan bebeklerin tedavisinde özelleşmiş bir alandır. Ventriküler septal defekt (VSD), atriyal septal defekt (ASD) gibi doğumsal anomalilerin düzeltilmesi için cerrahi müdahaleler yapılır.
Damar Cerrahisi: Anevrizmalar, periferik arter hastalıkları ve venöz yetmezlik gibi damar rahatsızlıklarıyla ilgilenir. Özellikle endovasküler stentler ve bypass işlemleri bu alanın temel müdahale tekniklerindendir.
Kalp ve Damar Cerrahisinde Yenilikçi Yöntemler
Gelişen tıp teknolojileri, kalp cerrahisini daha güvenli ve etkili hale getiren yenilikçi yöntemlerin doğmasını sağlamıştır:
Robotik Cerrahi: Cerrahların daha hassas ve küçük kesilerle müdahale yapabilmesini sağlayan robotik sistemler, açık cerrahiye kıyasla daha az travmatik olup iyileşme sürecini hızlandırmaktadır.
Endovasküler Teknikler: Girişimsel kardiyoloji ile cerrahinin kesişim noktasında yer alan bu teknikler, anjiyografi eşliğinde gerçekleştirilen minimal invaziv prosedürleri içerir. Örneğin, stent yerleştirme işlemleri ve anevrizma onarımları artık açık cerrahi yerine endovasküler yolla yapılabilmektedir.
Rejeneratif Tıp ve Kök Hücre Tedavileri: Kök hücre teknolojileri, kalp yetmezliği ve miyokard enfarktüsü sonrası hasar gören dokuların onarımı için umut verici bir alan olarak öne çıkmaktadır.
Yapay Organ ve Biyolojik Kapak Gelişmeleri: Kalp kapak hastalıklarında kullanılan biyolojik ve mekanik kapak protezleri, uzun ömürlü ve biyouyumlu malzemelerle daha verimli hale getirilmiştir.
Cerrahi Müdahalelerde Riskler ve Başarı Oranları
Kalp ameliyatları, genellikle başarılı sonuçlar doğursa da belli başlı riskler barındırır.
Temel Komplikasyonlar: Enfeksiyon, kanama, pıhtı oluşumu, aritmi ve inme gibi riskler, cerrahi sonrası göz önünde bulundurulmalıdır.
İyileşme Süreci: Kalp ameliyatı geçiren hastaların sigara, alkol ve sağlıksız beslenme gibi risk faktörlerinden kaçınması iyileşme sürecini hızlandırır. Düzenli fiziksel aktivite ve ilaç tedavisi, başarılı bir rehabilitasyon için kritiktir.
Başarı Faktörleri: Ameliyatın başarısını belirleyen en önemli faktörler arasında cerrahın deneyimi, hastanın genel sağlık durumu, kullanılan teknoloji ve operasyon öncesi yapılan detaylı hazırlık yer alır.
Kalp Sağlığını Korumak: Cerrahiye Giden Yolu Önlemek
Kalp hastalıklarının önlenmesi, cerrahi müdahalelere duyulan ihtiyacı azaltabilir.
Sağlıklı Beslenme: Kalp dostu bir diyet; sebze, meyve, tam tahıllar, sağlıklı yağlar ve yeterli protein içermelidir. Aşırı tuz ve şeker tüketiminden kaçınılmalıdır.
Düzenli Egzersiz: Haftada en az 150 dakika orta yoğunluklu kardiyovasküler egzersiz, kalp sağlığını korumada etkili olabilir.
Stres Yönetimi: Kronik stres, hipertansiyon ve kalp krizi riskini artırabilir. Meditasyon, yoga ve düzenli sosyal aktiviteler stres seviyelerini kontrol altına alabilir.
Erken Teşhis ve Düzenli Kontroller: Kardiyovasküler taramalar ve check-up programları, olası hastalıkların erken teşhis edilmesini sağlar ve ölüm oranlarını azaltır.
Kalp ve damar cerrahisi, tıbbın en ileri ve kritik alanlarından biri olarak gelişmeye devam ederken, bireylerin kalp sağlığını koruması, gelecekte bu tür cerrahi işlemlere duyulan ihtiyacı azaltabilir.