Randevu Al

Göz Muayenesi ve Sağlığı Hakkında Her Şey

 Yapısında vücudumuzda bulunan dokularla birlikte kendine özgü dokuları da bulunduran gözlerimiz, vücudumuzun en kompleks organıdır. Bu karışık yapı birçok genetik ve sistemik hastalıktan etkilenebilmektedir. Erken teşhis ve tedavinin önemli olduğu bu hastalıkların tespiti amacıyla, hiçbir şikayet olmasa dahi düzenli göz muayenesi önemlidir. 

Özellikle diyabet, hipertansiyon, tümörler ve damarsal hastalıklar gibi kronik sağlık sorunlarında en çok etkilenen organlarımızdan birisi yine gözlerimizdir. Öyle ki çeşitli masküler ve nörolojik hastalıkların erken tanısı göz muayeneleri ile yapılabilmektedir. Örnek olarak detaylı göz muayeneleri ile birlikte bireylerde Alzheimer riski 17 yıl öncesinden tespit edilebilmekte ve tedaviye erken başlanabilmektedir.

Göz Muayenesi Nasıl Yapılır?

Göz muayenesi nedir ve nasıl yapılır diye soracak olursak, gözün birden fazla unsurunun alanında uzman göz doktoru tarafından göz polikliniği ya da göz hastanesinde kontrol edilmesi işlemine denir. Bu muayene işlemi genellikle 1 saat içinde tamamlanmaktadır.  

Peki hastanemizde göz ölçümü için hangi işlemler neden yapılır?

  • Refraksiyon kusurları yani uzak ve yakın görme keskinliğini değerlendirebilmek için Görme Keskinliği Testi uygulanır
  • Gözlük Muayenesi ile gözlüğe ihtiyaç olup olmadığını ya da gözlüğün yeterliliği değerlendirilir
  • Göz kapakları dolayısıyla göz yaşı bezleri ve kanalları değerlendirilir.
  • Göz kaslarının muayenesi ile şaşılık ve çift görme gibi sorunların olup olmadığı değerlendirilir
  • Göz tansiyonu ölçülerek glokom hastalığı erken dönemde teşhis edilir
  • Biyomikroskopik Muayene ile göz küresinin kornea- iris- lens ve retina tabakaları en ince ayrıntılarına kadar tetkik edilir ve değerlendirilir
  • Göz Dibi Muayenesi ile birlikte retina dekolmanı, glokom, hipertansiyon, beyin tümörleri, gibi sistemik hastalıkların oluşum riskleri araştırılır

Bebeklerde Göz Muayenesi

Yeni doğan sevimli bebeklerimiz dünyaya geldiklerinde ancak belirli oranda görme yetilerini kullanabilirler. Gözler ne kadar çok kullanılırsa görme yetisi de buna paralel olarak artış gösterir. Bebeklikten itibaren 9-10 yaşına gelindiğinde görme yetisi tamamen oturmuş olur ve ilerleyen zamanda gelişim açısından herhangi bir değişiklik olmaz. 

Genel olarak yapılan öneri, tüm çocukların doğumu takip eden 4 sene içinde herhangi bir şikayet olmasa dahi göz doktoru tarafından muayene edilmeleri yönündedir. Ebeveynlerin bu noktada bilinçli olmaları ve bu süre içerisinde göz hastanelerini ya da yakınlarındaki göz polikliniklerini ziyaret etmeleri gerekir. 

Çocukların eğitim hayatlarına başlamadan önce muayene edilmeleri oldukça önemlidir çünkü hepimizin bildiği gibi erken teşhis hayat kurtarır. Çok geç kalınmadan potansiyel göz hastalıklarını tespit edebilmek için mutlaka uzman bir göz doktoru ziyaret edilmelidir. 

Bununla birlikte, okullarda göz taraması uygulaması da ailelere yardımcı olabilmektedir. Snellen Göz Taraması (Scale) Çalışması olarak adlandırılan bu çalışmada öğrencinin önce bir gözü, sonra diğer gözü kapatılır. En son öğrencinin iki gözü açık olacak şekilde gösterilen harfi okuması istenir. Bu sayede olası göz problemi erken yaşta teşhis edilmiş olur. 

Bu taramalar yapılmadığı takdirde görme problemine bağlı eğitim güçlüğü doğabilir ve bu eğitim güçlüğü beraberinde birçok problemi getirebilir. Tüm bu olası problemlerin önüne geçmek için yeni doğan yavrularımızı rutin kontroller ile izleyip göz ölçümlerini yapmak hayati önem taşımaktadır.

Peki erken tanı için nelere dikkat edilmelidir?

  • Ebeveynlerin ilk aydan itibaren bebeğin göz fonksiyonlarını ve sonrasında bebeğin göz kontağı kurup kurmadığını takip etmelerine,
  • Erken doğan bebeklerin doğumu takip eden ilk aydan itibaren rutin göz doktoru muayenelerinin başlamasına,
  • Bebekte göz teması eksikliği veya gözünde dıştan fark edilecek bir renk ve şekil farklılığı varsa doktora başvurulmasına, 

ve buna benzeyen diğer olgulara dikkat edilmelidir. Unutmamak gerekir ki çocukluk çağında tedavi edilmeyen göz hastalıkları ilerleyen zamanlarda daha ciddi problemlere yol açabilir. Bu problemler de hayat standardını yani diğer bir deyişle yaşam kalitesini oldukça kötü etkileyebilir.

Görme Bozukluğu Neden Olur?

Görme bozukluğu olarak adlandırılan problem aslında ışık kırılması ve odaklanma ile ilgili bir problemdir. Gözümüzün bir cismi algılayabilmesi yani görebilmesi için ışıkta bulunan ışınlar gözümüzde bulunan yapılarda (göz bebeği, kornea ve sarı leke gibi) birden fazla kez kırılır. 

Sağlıklı bir insanda retina adı verilen ağ tabakasında görüntü netlenir ve görme işlemi tamamlanır. Görme problemi olan kişilerde ise retinadaki görüntü odaklanamaz ve buna bağlı olarak da görme problemi meydana gelir. Bu ve benzeri problemleri kapsayan rahatsızlıkların bütünü görme bozukluğu olarak adlandırılır. Bu problemler genel olarak gözlük, kontakt lensler, lazer operasyonları ve diğer cerrahi yöntemlerle giderilebilmektedir. 

Diğer yönden nörolojik hastalıklara bağlı görme kayıpları ve bulanık görme semptomları ortaya çıkabilmektedir. Genel olarak göz siniri tümörleri, hipofiz bezi tümörleri, beyin damar tıkanıklıkları ve genetik hastalıklar gibi rahatsızlıklar nörolojik göz hastalıklarına yol açabilmektedir. 

Görme Bozukluğu Nasıl Anlaşılır?

Görme yetisinde problem olan kişilerde belirtiler kolayca fark edilebilmektedir. Göz batması, göz yanması, gözde sulanma, kızarıklık gibi semptomlar göz sağlığında problem olduğunun göstergesi niteliğindedir. Bu ve benzeri şikayetleri olan hastaların en yakın göz hastanesine gitmeleri önerilmektedir. Toparlamak gerekirse, eğer gözlerde aşağıdaki belirtiler varsa; 

  • Ağırlık ve ağrı,
  • Yabancı bir cisim kaçmış hissi,
  • Yaşarma ve çapaklanma problemleri
  • Kaşıntı ve kızarıklık
  • Görüşün daralması ve azlığı
  • Göz kapağı düşüklüğü 

gibi problemlerin bir ya da birkaçının yaşanması göz sağlığında sorun olduğunun habercisi olabilir.

Görme Bozukluğunun En Sık Sebepleri

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi görme bozuklukları genetik faktörlere ya da çevresel nedenlere bağlı şekillenebilmektedir. En yaygın göz hastalıkları nedenlerini şu şekilde sıralayabiliriz; 

  • Rahatsız edecek düzeyde ışık bulunan ortamda uzun süreler boyunca çalışmak/vakit geçirmek, 
  • Yabancı cisim kaçması sonucu ortaya çıkan göz hasarı,
  • Göz siniri iltihabı,
  • Bazı ateşli hastalıklara ve sinüzite bağlı gelişen görme problemleri,
  • Diyabet ve kalp hastalığı,

Göz Sağlığı İçin Yapılması Gerekenler

 Evet bu noktaya kadar göz muayenesinin öneminden ve görme bozukluğunun nedenlerinden bahsettik. Bu noktadan sonra göz sağlığımızı nasıl koruyabiliriz, neler yapmalıyız, hangi besinleri tüketmeliyiz gibi konulardan bahsetmek istiyoruz. 

Öncelikle, görme bozukluğu olmayan ve göz sağlığını korumak isteyen sağlıklı bir kişinin beslenme düzenine dikkat etmesi gerekir. Çoğu konuda olduğu gibi göz sağlığında da ilk adım mutfakta atılır. Bu sebepten dolayı göze iyi gelen besinleri sıklıkla tüketmeniz yararınıza olacaktır.

Tüketilen besinlerde mutlaka A ve B2 vitamini içeren sebze ve meyveler olmalıdır. Yeterli beslenmediğinizi düşünüyorsanız, göz sağlığınız için hangi vitamin takviyelerini kullanmanız gerektiği ile alakalı dokturunuza danışabilirsiniz. 

Gözlük kullanımı da oldukça önemli bir faktördür. Bilinçsiz gözlük kullanımı gözlerinizin bozulmasına yol açacak ciddi tehlikeler teşkil edebilir. Bu nedenle, rutin göz muayenelerinizin sonucuna göre gözlüklerinizi de yenilemelisiniz. Ek olarak, kalitesiz gözlük camı kullanmak geri dönülemez problemlere yol açabileceği için mutlaka göz doktorunuz ve optisyenler tarafından tavsiye edilen gözlük camlarını kullanmalısınız. 

Gözlük konusunu noktalamadan önce güneş gözlüğü için de parantez açmakta fayda var çünkü kaliteli bir güneş gözlüğü gözlerinizi güneşin zararlı ışınlarına karşı koruyacağı için mevsiz farketmeksizin size fayda sağlayacaktır. 

Bu konular oldukça önemli olduğu için yazımızın ilerleyen satırlarında daha detaylı inceleyeceğiz. Bununla birlikte  görme bozukluğu ve göz sağlığı için yapılması gerekenleri maddeler halinde özetleyecek olursak;

  • Düzenli olarak göz muayenesi yaptırmak
  • Her mevsim güneş gözlüğü kullanmak
  • Çalışılan ortamı havalandırmak ve ortamın ışığını gözlerinize uygun hale getirmek
  • Teknolojik cihazlara ve ekranlara belirli mesafeden bakmak (En az 60 cm mesafe olmalı)
  • Elleri sık sık yıkamak (Ellerin göze temas ederken hijyenik olması gerekir)
  • Gözleri kurutacak ve yoracak şeyleri minimize etmek
  • Kontakt lens kullanılıyorsa düzenli temizlemek

beta-carotene-vegetables-for-eye-care

Göze İyi Gelen Besinler ve Bitkiler

Kan dolaşımına dolayısıyla da kalbe iyi gelen besinler göz sağlığına da katkıda bulunmaktadır. Göze iyi gelen bitkilere ve diğer besinlere örnek olarak, 

Roka, pazı, ıspanak, tam çavdar ve buğday gibi koyu yeşil yapraklı bitkiler ve tam tahıllılar düzenli olarak tüketilmelidir.  

Beta karoten içeren gıdaları tüketerek de, göz sağlığınızı koruyabilirsiniz. Beta karoten, kırmızı, turuncu, sarı sebze ve meyvelere canlı renklerini veren bir pigment olarak tanımlanmaktadır. Bu gıdalar arasında portakal, mandalina, greyfurt, havuç, kırmızı ya da sarı biber, zencefil ve zerdeçal gibi turunçgiller bulunmaktadır. 

Ayrıca, fasulye, bezelye, kırmızı et, ve kümes hayvanlarında bulunan çinko da ışık hasarına karşın göz sağlığını korumaktadır. 

Ispanak, tatlı patates, pırasa, somon balığı, keçi sütü, yumurta ve ciğer gibi gıdalar da içeriğinde A vitamini bulundurdukları için görme yetisini korumaktadır.

Göz Sağlığı İçin Hangi Vitamin Takviyeleri Alınmalı?

Bir önceki başlığımızı destekleyen bu soruda göz sağlığına iyi gelen vitaminleri şu şekilde sıralayabiliriz;

  • A vitamini kullanımı; (gece körlüğü ve katarakt düşmanı)
  • B 12 vitamini kullanımı; (yanma, kızarıklık, kornea ve ışık hassasiyeti gibi belirtilerin düşmanı)
  • E vitamini kullanımı; (retina dostu)

Sosyal Hayatta Gözlerimizin Önemi

Göz teması kurmak çoğu toplumda saygı ve samimiyet göstergesi olarak kanıksanan bir eylemdir. Örnek olarak günlük yaşantımızda arkadaşlarımızla konuşurken karşımızdaki kişinin gözlerinin içine bakmak, gözlerimizi ondan alamamak ya da gözlerimizi dik dik bakmak gibi çeşitli eylemlerde bulunuruz. Aslında göz teması duygular ve istekler bakımından bize önemli bilgiler veren bir iletişim aracıdır. 

Ohio Devlet Üniversitesinde faaliyetlerini sürdüren sosyal psikolog James Wirth’e göre göz teması kurmak o kadar önemlidir ki anlık bile olsa karşımızdaki kişi göz temasından kaçındığı takdirde kendimizi dışlanmış hissedebiliyoruz. Bu da motivasyon kaybı, odaklanma sorunu gibi problemlere zemin hazırlayabiliyor. 

James Wirth’ün çalışmalarındaki diğer bir bulgu ise yeni doğan bebeklerin, gözlerini kaçıran kişilere bakmaktansa, direkt göz teması kuran kişilere bakmayı daha çok tercih ettikleri yönündedir. Bu da aslında göz temasının öneminin genlerimize işlenmiş olabileceği düşüncesini akla getiriyor. 

Yazımızı bitirmeden önce göz teması ile ilgili 3 önemli bilgi daha vermek istiyoruz.

  1. Bebeklerde ve yeni yürüyen çocuklarda görülen göz teması noksanlığı otizmin erken belirtilerinden biri olabilir.

  2. Yapılan araştırmaya göre kadınlar erkeklere göre daha fazla göz teması kurarlar. 

  3. Bize bakan şey canlı yerine görsel bile olsa beynimizde sosyal algı ile ilgili bir dizi aktivite tetiklenmektedir.

Kısacası, gözlerimiz dünyaya açılan penceremizdir. Bu pencereye iyi bakmalı ve düzenli aralıklarla kontrollerimiz yaptırmalıyız. Herkese sağlıklı günler dileriz. Unutmayın, İzmir’de ve ülkemizde Can var!

Kaynak:

https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/haberler/8-ekim-dunya-gorme-gunu.html

https://evrimagaci.org/goz-temasi-neden-onemlidir-insan-iliskilerinde-islevi-nedir-4264

https://www.scientificamerican.com/article/eye-contact-how-long-is-too-long/

https://www.psychologytoday.com/us/blog/lifetime-connections/201404/cant-see-eye-eye-heres-why

http://norolojiklinigi.info/gorme-kaybinin-norolojik-nedenleri/