Randevu Al

Genel Cerrahi

Genel cerrahinin başlıca ilgi alanları; karın boşluğundaki organların hastalıkları (karaciğer, safra kesesi, mide, ince ve kalın bağırsaklar, apandisit), meme, tiroid hastalıkları ve yara iyileşmeleridir. Bu kapsamda özellikle diyabet ve damar hastalıklarına bağlı ayak, el ve diğer yaralar özellik arz etmektedir.

Günümüzde özellikle karın içi organları cerrahi uygulamalarında kapalı ameliyat yöntemleri olarak bilinen laparoskopik uygulamalar ön plandadır.

Ayrıca, obezite olarak tanımladığımız aşırı şişmanlığın insan sağlığını önemli ölçüde tehdit eden ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen hastalık haline gelmiş olması, obezitenin cerrahi olarak iyileştirilme seçeneğini (obezite cerrahisi) sağlığın olmazsa olmazı haline getirmiştir.

Hastanemiz genel cerrahi kliniğinde; uluslararası standartlarda 6 ameliyat salonu, ileri düzey yoğun bakım hizmeti, laboratuvar ve radyoloji birimlerindeki yüksek teknolojik donanımı ve alanlarında uzman hekim kadromuzla, başta obezitemetabolik (diyabet) cerrahi ve onkolojik ameliyatlar olmak üzere her türlü cerrahi müdahale başarı ile gerçekleştirilmektedir.

Obezite ve Metabolik Cerrahi Revizyon Ameliyatları

Revizyon ne demektir?

Düzeltme yapmak anlamına gelen revizyon, tıp cerrahi terminolojisinde çeşitli sıkıntılara neden olan ameliyatın sıkıntıların giderilmesi, yaşam kalitesinin arttırılması için başka bir ameliyata dönüştürülmesi olarak nitelendirilmektedir.

Obezite cerrahisi nedir?

Obezitenin cerrahi tedavisi son 50 yıl içerisinde çok çeşitli yöntemlerle uygulanmış, zaman içerisinde gelişmiştir.
Bunların başlıcaları:

  • Vertikal band gastroplasti ( VBGP )
  • Vertikal gastrektomi
  • Ayarlanabilir silastik gastrik band (ASGB)
  • Biliopankreatik diversion ( BPD )
  • Duodenal switch
  • Roux-n-Y gastrik bypass ( GBP )
  • Minigastrik By pass
  • Transit Bipartisyon
  • Sleeve gastrektomidir.

Bazı müdahaleler yerlerini, uygulaması daha etkin ve komplikasyon oranları daha düşük yöntemlere bırakmış, artık uygulanmamaktadır. Bütün cerrahi yöntemlerin etki mekanizması gıda alımını kısıtlanması ve bazı yöntemlerde hem kısıtlanması hem de emilimin azaltılması şeklindedir. Her birinin komplikasyon çeşitleri ve riskleri benzer olmakla birlikte farklıdır.

Obezite ve metabolik cerrahide revizyon gerekli midir?

Obezite ve metabolik cerrahi diyabet, hipertansiyon, psikolojik ve sosyal sıkıntılar, uyku apne sendromu, eklem kireçlenmesi gibi yandaş seyreden bir çok hastalığın şifası olduğu iyi bilinmektedir. Uygulanan tüm yöntemler mide ve bazen ince barsaklar üzerine daraltıcı, yol değiştirici işlemler olarak düşünülebilir.  Bu nedenle operasyonların özü itibari ile uzun vadede reflü, mideye safra reflüsü, emilim eksliğine bağlı demir eksikliği anemisi, vitamin eksiklikleri, osteoporoz, aşırı kilo kaybı, yetersiz kilo kaybı, kilo tekrar alımı gibi durumlar görülebilmektedir. Çoğu zaman diyet ve ilaç tedavisi ile düzeltilebilen bu durumlar nadiren de olsa yeniden cerrahi müdahale gerektirmektedir.

Revizyon ameliyatları riskli midir?

Tabi ki tüm ameliyatların olduğu gibi revizyon ameliyatlarının da riskleri mevcuttur. Bu riskler mide barsak ameliyatlarının ortak risklerini barındırmakla birlikte ikinci ameliyat olduğu için karın içi organ yapışıklığı gibi durumlardan kaynaklanmaktadır. Haliyle hastanın kendine has içinde bulunduğu duruma göre de değişebilmektedir. Örneğin aşırı kilo kaybı olan hastada beslenme yetersizliği bulunabilir. Besin ve vitamin eksikliklerinin ameliyata etkisi bulunmaktadır.

Bununla birlikte hastamızın ameliyat öncesi mevcut durumunun iyi değerlendirilmesi, ameliyat öncesi takviye ilaç tedavilerinden sonra operasyon planlanıp riskler minimize edildikten sonra operasyon uygulanmaktadır. Hastanenin uygun donanımı, personellerinin ve özellikle cerrahın tecrübesi ve yeteneği en önemli faktördür. Sayılı merkezlerde uygulanabilen obezite ve metabolik cerrahinin revizyon ameliyatları şehrimizin güzide hastanesi Özel Can Hastanesinde gururla uygulanmaktadır. Konu ile ilgili tüm sorularınız, bireysel tedavi seçeneklerinin değerlendirilmesi için Özel Can Hastanesi Genel Cerrahi polikliniğine davetlisiniz. Sağlıklı mutlu bir yaşam dileriz.

Mide Botoksu Nedir? Ne Kadar Etkilidir? Kimlere Uygulanabilir?

Mide botoksu nedir, nasıl uygulanır?

Mide botoksu son zamanlarda gözde olan obezite tedavi seçeneklerinden biridir. Diyete yardımcı bir yöntem olarak tanımlanması daha doğru olacaktır. Endoskopik yöntem ile mideye içeriden belirli bölgelere botoks iğnesi uygulamasıdır. Ameliyat olmadığından dolayı minimal invaziv bir yöntemdir. Sedasyon (uyutularak) eşliğinde uygulandığından dolayı işlem sırasında ve sonrasında herhangi ağrı sızı hissedilmediği için çok konforlu bir yöntemdir. Sedasyon ile uygulandığı için yaklaşık 2 saat gözlem gerekmektedir. Fakat sonrası hastalarımız işlerine ve günlük yaşantılarına dönebilmektedirler.

Mide botoksunun etki mekanizması nasıldır?

Midenin belirli yerlerine uygulanan botoks, mide hareketlerini durdurduğu, azalttığı için yiyeceklerin midede daha uzun süre kalmasına sebep olmaktadır. Bu durum daha erken doyma hissine ve daha geç acıkmaya sebep olmaktadır. Gıda alımını azalttığından dolayı kilo kaybına sebep olmaktadır. 6 ay kadar etkilidir ve gerekli durumlarda tekrarlanabilir.

Mide botoksunun dezavantajları nelerdir?

Doyma hissini arttırdığı, erken doyma ve geç acıkamaya sebep olduğu için etkili olan bu yöntem mide hacmini azaltan bir yöntem değildir. Bu nedenle tokluk hissi oluşsa da gıda alımına engel değildir. Yeme bozukluğu olan kişilerde etkisiz olabilmektedir. Etkin kilo kaybı için mide botoksu işleminden sonra diyet programı uyguması şarttır. Diyet programını sadık kalmak tokluk hissini desteklediği için oldukça kolay olacaktır ama olmazsa olmaz denilebilir.

Diğer bir dezavantajı ise geçici süre etkili olmasıdır. Tekrarlanabilmesine rağmen istenilen özellik bir defa uygulama, uygun kilo kaybı ve verilen kilonun korunmasıdır. Bunun için diyet programının uygulanması, 6 ay sonra botoksun etkisi geçtikten sonra da 6 ayda oluşturulan diyet alışkanlığının devam ettirilmesidir. Aksi takdirde tekrar kilo alımı mümkündür.

Mide botoksu kimlere uygulanmalıdır?

Her kiloda uygulanabilir ve tekrarlanabilir olmasına rağmen kilo verme miktarı, uygulanan diyet ve yapılan egzersize göre değişiklik görtermektedir. Bu nedenle aşırı kilolu hastalarda çok fazla kilo kaybı öngörülmemelidir. Kilo verme beklentisi tahmin edilebilir olmalıdır. Hayatına spor ve diyeti ilave edebilecek, bu hayat tarzını devam ettirebilecek hastalar mide botoksu için en uygun hastalardır.

Mide botoksu oldum kilo veremiyorum. Neden?

Bunu 2 sebebi vardır.

1- Mide botoksu bir çok merkezde bir çok yöntemle ve miktarda uygulanmaktadır. Buna rağmen istenilen etkinin sağlanabilmesi için doğru yöntemle doğru yerlere doğru miktarda doğru aletlerle uygulanmalıdır. Aksi takdirde etkisiz olabilmektedir.

2- Tok olunmasına rağmen yemeğe devam edilmesi, diyet ve spor programına uyulmaması da yetersiz kilo verilmesine sebep olmaktadır.   

Kliniğimizde uygun cihazlarla, alanında etkin ve yetkin hekimler tarfından yapılan mide botoksu uygulamasında beklentilerinizin gerçekleştiğini görebilirsiniz. İlgili tüm sorularınız, bireysel tedavi seçeneklerinin değerlendirilmesi için Özel Can Hastanesi Genel Cerrahi polikliniğine davetlisiniz. Sağlıklı mutlu bir yaşam dileriz.

Tüp Mide Ameliyatı

Tüp mide ameliyatı, obezite tedavisinde en çok tercih edilen cerrahi yöntemdir, mide küçültme işlemidir. Obezite, Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre en riskli hastalıklar grubunda yer alan rahatsızlıklardan birisidir. Kompleks fakat önlenebilir bir hastalıktır. Cerrahi tedavide yer alan tüp mide ameliyatı, emilim bozukluğu olmadan gıda kısıtlayıcı bir operasyondur.

Midenin %80’i alınarak daha az gıda tüketimi ve buna bağlı olarak kilo kaybı amaçlanır. Tüp mide ameliyatında mide küçültülerek ince uzun bir tüpe benzetilir. Bu yüzden işlem, tüp mide ameliyatı olarak adlandırılır. Hastaların vücut kitle indeksi, sağlık durumu gibi koşullar dikkate alınarak tüp mide ameliyatına uygun olup olmadıkları belirlenir. Fazla kilolardan kurtulup yeni bir hayata başlamak isteyenler için başvurulacak bir yöntemdir.

Tüp Mide Ameliyatı için Kimler Uygun Adaydır?

Vücut kitle indeksi 40 kg/m²’nin üzerinde (ileri derecede obez) olanlar ya da vücut kitle indeksi 35-40 arası olup obeziteye bağlı kronik hastalığı olan kişiler tüp mide ameliyatı için uygun adaydır. Bu şartları taşıyan ve diyet, spor gibi yöntemlerle kilo veremeyen kişiler tüp mide ameliyatı olabilirler.

Tüp Mide Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Ameliyat Öncesi Değerlendirme

Ameliyata engel herhangi bir sağlık problemi olup olmadığını anlamak için ameliyattan önce detaylı tetkikler uygulanır. Anestezi almaya engel bir hastalığı bulunan kişilerde ameliyat gerçekleştirilemez. Ameliyat öncesi hastanın kilo ve boyu ölçülerek vücut kitle indeksi not edilir. Ameliyata uygunluğun belirlenmesi ve ameliyat sonrası süreç takibi için bu oranlar önemlidir.

Hasta eğer ameliyat sonrası eskisi gibi hatta eskisinden daha çok yemek yiyebileceğini düşünüyor ve yaşam tarzında bir değişikliğe gitmek istemiyorsa ameliyat tercih edilmemelidir, gerçekçi beklentiler koymak da fayda vardır. Bu yüzden ameliyat öncesi hekim görüşmesinde hastanın bu tedaviden beklentileri iyi değerlendirilmelidir.

Tüp mide ameliyatı, genel anestezi altında yapılan cerrahi bir uygulamadır. Ameliyat süresi bir çok faktöre bağlı değişkenlik göstermekle birlikte, yaklaşık 30 dakika ile 1 buçuk saat aralığında sürebilir. Mide çevresinde ufak birkaç delik açılarak kapalı yöntem ile mideye ulaşılır. Mideye kesi uygulanarak midenin %80’lik kısmı alınır. Bu işlem sırasında midenin giriş ve çıkış kısmı korunur. Böylece sindirim sistemi aynı şekilde işlevine devam eder.

Tüp Mide Ameliyatı Sonrası

İyileşme Süreci

  • Tüp mide ameliyatından sonra 3-4 gün kadar hastanede yatış gerekebilir. Hastanın durumuna göre bu süre daha kısa olabilir.
  • Ameliyat kapalı yöntem ile yapıldığı için kesi yerleri ve dikişler çok ufaktır. Bu yüzden iyileşme süreci bir iki hafta içinde tamamlanır.
  • Dikişler iyileşene kadar ağır eşyaları kaldırmamak, eğilmemek ya da yukarı doğru uzanmamak gerekir.
  • Ameliyattan 10 gün sonra hafif yürüyüşlere başlanabilir. 1 ayın sonunda ise yavaş yavaş ağırlık sporlara başlanabilir.

Beslenme Süreci

  • İlk 2 hafta katı gıda alınmamalı sadece sıvı gıdalar tüketilmelidir.
  • 3. ve 4. Haftalarda yumuşak sulu diyete geçilir. Yumuşak gıdalar ve gıdaların püre hali tüketilebilir.
  • 5. haftadan sonra normal beslenmeye geçilebilir. Ancak sağlıklı gıdaları tüketmeye özen göstermek ve gazlı içeceklerden uzak durmak önerilir.

Kilo Verme Süreci

  • İlk Ay

12-15 kilo verilir. Beslenme ve spora bağlı olarak daha fazla kilo vermek mümkündür. İlk ay, eski Midenin küçülmüş olması iştahı da azaltarak diyetisyenin verdiği beslenme programına uymaya yardımcı olabilir. Yine de eski beslenme düzenini bırakmak birçok hasta için zorlayıcı olabilir. Bu durum kişiden kişiye değişiklik gösterir.

  • İlk 3 Ay

İlk 3 ayda verilen toplam kilo oranı, fazla kiloların %30’luk bir kısmıdır. İlk 3 aylık dönemde diyetisyen tarafından hazırlanan sağlıklı beslenme programına bağlı kalmak önemlidir. İlk aylar beslenme ve düzenli spor alışkanlığı kazanılırsa diğer aylarda da bu alışkanlığı sürdürmek kolay olacaktır.

  • İlk 6 Ay

Fazla kiloların %50’si verilir. 6 ayı tamamlayan hastalar günlük yaşamlarında daha önce yapamadıkları birçok şeyi yapabilir hale gelirler. Hastaların yaşam kalitelerindeki artış, motivasyonu arttırarak sağlıklı beslenme ve spora devam etmek için tetikleyici bir güç olur.

  • 12 Ay Sonra

12 aylık süreci tamamlayan tüp mide hastaları, fazla kilolarının %60’ını verebilir. Tabii ki hastaların azmi, kilo verme sürecinde değişikliğe sebep olabilir.

  • 18 Ay Sonra

Tüp mide ameliyatından sonraki 18. Ayın sonunda kilo verme oranı %80’lere ulaşabilir. Hastanın yaşam şekli, beslenme alışkanlıkları gibi koşullara bağlı olarak kilo verme süreci devam edebilir.

Bölüme Ait Videolar