Randevu Al

Tükürük Bezi Hastalıkları ve Cerrahisi

Sindirimin ağız içindeki kısmını gerçekleştiren salgıya tükürük denir. Tükürük, çene altı (submandibuler), kulak önü (parotis), dil altı (sublingual) bezlerden salgılanır. Ayrıca ağız içi ve yutakta mikroskobik binlerce küçük salgı bezi de vardır. Tükürük ağzı nemlendirir, mikroplara karşı dezenfektan etki yapar ve sindirime yardımcı enzim adı verilen proteinleri içerir. Bezlerden günde 0,5 ila 1,5 litre arasında tükürük salgısı üretilerek ağız içine boşaltılmaktadır. 

Tükürük bezlerinde görülen hastalıklar şu şekilde sınıflandırılabilir: 

  • Tükürük bezi viral enfeksiyonları 
  • Tükürük bezi bakteriyel enfeksiyonları 
  • Tükürük bezi taşı (Sialolithiasis)
  • Ağız kuruluğu ve Sjögren sendromu 
  • İyi huylu tümörler 
  • Kötü huylu tümörler 
  • Tükürük bezi büyümesi 

 

Viral enfeksiyonlar 

Kabakulak en sık rastlanılanıdır. Kulak ön ve altında yer alan parotis bezini etkileyen bu hastalık genellikle 4-6 yaş çocuklarda izlenir. Hava yolu ile bulaşan virüs vücuda girdikten 14-21 gün sonra her iki tarafta kulak altında ağrı, şişme, hassasiyet ve ateş ile başlar. Çok bulaşıcıdır. Parotis bezi çevresindeki kaslarda spazm oluşmasına bağlı ağız açma güçlüğü gelişebilir. Tanı hikaye ve kanda kabakulak virüsüne karşı antikorların izlenmesi ile konulur. Özel bir tedavi gerektirmez, istirahat, sıvı alımı ve ateş düşürücü, ağrı kesici ilaçlar genellikle yeterlidir.

Nadiren virüsün beyin, böbrek, iş kulak ya da testisleri etkilemesine bağlı komplikasyonlar gelişebilir. Bu durumda etkilenen organa yönelik özel tedaviler gerekli olabilmektedir. Kabakulak aşısının uygulanmaya başlaması ile görülme sıklığı oldukça azalmıştır.

 

Bakteriyel enfeksiyonlar 

Sıklıkla parotis bezinde izlenen bu hastalık kulak önünde ve altında aniden oluşan ağrı, şişlik, ciltte kızarıklık ve hassasiyet ile ortaya çıkar. Genellikle yetersiz sıvı alan, ileri yaş, bağışıklık sistemi zayıf kişilerde ve sıklıkla yatarak tedavi gereken ameliyat sonrası dönemlerde izlenir. Muayenede tükürük bezlerinin kanallarının ağız içine açılma bölgelerinden iltihaplı akıntı görülür. Tedavinin gecikmesi durumunda apse oluşumu ya da iltihabın yayılmasına bağlı özellikle ileri yaştaki hastalarda hayati tehlike içeren enfeksiyon tablosuna neden olabilir. Tedavi tükürük kanalından alınan kültüre göre belirlenen antibiyotiklerle ve gerekirse abse drenajı ile yapılır.

 

Tükürük Bezi Taşları (Sialolitiazis)

Genellikle azalmış tükürük salgısı üretimi ve koyu salgının tükürük kanalları içinde birikmesi sonucu oluşan zamanla ilerleyici bir iltihaplanma durumudur. Salgının yavaşlaması ağız içinde normalde bulunan bakterilerin kanal içinden tükürük bezine doğru yayılmasına neden olur. Kronik iltihap tükürük kanalının yapısını ve salgı yapısını değiştirerek zamanla problemin kalıcı hale gelmesine neden olur. Kanal içinde uzun süre kalan taşlar da bu problemin gelişmesine neden olabilirler. Tekrarlayan akut iltihaplar, vücut savunma sistemi zayıflıkları, ışın tedavileri, sigara kullanımı, ağız hijyeni bozukluğu bu hastalığa zemin hazırlayabilir. 

En belirgin şikâyet özellikle yemekler sırasında artan ağrılı şişliklerdir, genellikle ateş, kızarıklık gibi akut iltihap bulguları olmaz. Tedavide sıvı alımının artırılması, masaj ile salgının boşalmasına yardımcı olunması, akut alevlenmelerde antibiyotik tedavisi ve tükürük bezinin cerrahi olarak çıkartılması uygulanmaktadır. 

 

Ağız Kuruluğu (Xerostomia)

Ağızda kuruma aynı zamanda tat alma duyusunda zayıflama, yutma güçlüğü, ağrı, diş çürümeleri gibi problemlere de neden olabilmektedir. Parotis bezi hastalıklarında karşılaşılabilen bu problem stres, şeker hastalığı, kronik iltihaplar ve ışın tedavisi gibi faktörlere bağlı da oluşabilmektedir. Ayrıca vücuttaki bütün salgı bezlerinin salgı azalması ile sonuçlanan Sjögren sendromu’nda da ağız ve mukozalarda kuruluk görülür.  Tedavide probleme neden olan hastalığın tedavisi, sıvı alımının artırılması, tükürük salgısı artırıcı ilaçlar ve yapay tükürük kullanılmaktadır.

 

Tükürük Bezi İyi Huylu (Benign) Tümörleri

Tükürük bezlerinden kaynaklanan tümörlerin % 70-80 i parotis bezinden kaynaklanmaktadır, parotis tümörlerinin %90’ı iyi huylu tümörlerdir buna karşılık çene altı tükürük bezinde %15 oranında tümör görülürken iyi huylu tümör oranı % 50-60, dil altı ve küçük tükürük bezlerinde tümör görülme oranı %10 civarında iken bu tümörlerin iyi huylu olma oranı %35’dir.

Tükürük bezi kaynaklı tümörler genellikle 50-70 yaşlarında yavaş büyüyen kitleler olarak ortaya çıkarlar. Tanıda muayene ve radyolojik tetkiklerin yanı sıra ince iğne biyopsisi önemli yer tutmaktadır. İğne biyopsisi ile tümörün iyi ya da kötü huylu olduğunun ayrımı yapılmakta tedavi planı bu doğrultuda şekillenmektedir. Ayrıca ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi ve MR da teşhis için kullanılır. 

İyi huylu tükürük bezi tümörlerin büyük kısmı 30-60 yaşları arasında ve kadınlarda daha fazla görülen mikst tümör ya da pleomorfik adenom adı verilen tümördür. Genel olarak bütün iyi huylu tümörlerde cerrahi tedavi uygulanmaktadır. 

 

Tükürük Bezi Kötü Huylu (Malign) Tümörleri

Kötü huylu tükürük bezi tümörleri baş ve boyun bölgesinde görülen kötü huylu tümörlerin % 3-4 ünü oluştururlar. Kötü huylu tükürük bezi tümörleri en sık (%75-80) parotis bezinde, %15-20 oranında çene altı tükrük bezinde ve nadiren dil altı ya da minör bezlerde izlenmektedir.

Malign tükürük bezi tümörlerinin tedavisinde ilk seçenek cerrahidir. Ameliyat sırasında tümörün çevresinde tümör yayılmamış normal doku içerecek şekilde geniş olarak çıkartılması gerekir. Tümör tarafından tutulum olmadığı sürece ameliyat bölgesinden geçen yüz siniri, dil duyusunu alan sinir gibi önemli sinirler korunmalıdır. Boyundaki lenf bezlerinde saptanmış tümör sıçraması saptanan ve belirgin tutulum saptanmamış olsa bile boyun lenf bezlerine metastaz yapma riski yüksek olan tümörlerde ameliyat sırasında komşu lenf bezleri de çıkartılır (boyun diseksiyonu ameliyatı). Radyoterapi küçük tümörlerde nadir olarak asıl tedavi olarak seçilebilir. Büyük ve yayılma riski yüksek tümörlerde ise cerrahi sonrasında ameliyat bölgesine radyoterapi verilerek aynı bölgede tümör tekrarının önlenmesi amaçlanmaktadır.

Diğer sağlık problemleri nedeni ile ameliyata uygun olmayan hastalarda ve tümörün ileri derecede bölgesel yayılım ve/veya uzak metastaz yapmış olduğu hastalarda ilaç tedavisi (kemoterapi) tercih edilebilmektedir.

 

Çene altı (Submandibuler) tükürük bezi ameliyatı 

Ameliyat genel anestezi ile yapılır. Yaklaşık bir saat sürer. Kronik iltihaplanma, kanalda taş, iyi ve kötü huylu tümör varlığında uygulanır. Çene altından, kemiğe paralel 4-5 cm’lik kesi ile yapılır. % 5 kadar hastada alt dudata geçici veya kalıcı hareket bozukluğu oluşabilir. 

 

Kulak önü (Parotis) bezi ameliyatı 

Genel anestezi ile yapılır. İyi ve kötü huylu tümörlerde uygulanır. Bu ameliyat sırasında tümörün bulunduğu tükürük bezi bütün olarak çıkartılmaktadır. Parotis tükürük bezinin önemli özelliği, yüzdeki kasları hareket ettiren yüz sinirinin bu bezin içerisinden geçmesidir. Bezin sinirin ve dallarının üzerinde kalan kısmı yüzeyel lob, altında kalan kısmı derin lob olarak isimlendirilmektedir. İyi huylu parotis tümörlerinde derin lobun tümör tarafından tutulumu yoksa cerrahide sadece yüzeyel lob çıkartılmaktadır. İyi huylu tümörlerde % 1-4 hastada kalıcı hareket bozukluğu oluşabilir. Bunun önüne geçmek için cerrahın tecrübeli olması, tümörün yerinin ve patolojisinin bilinmesi, mikroskop ve sinir uyarıcı cihazların (fasiyal stimulatör) kullanılması gerekir.