Randevu Al

Eklemlerin Kireçlenmesi

Artroz, halk arasında "kireçlenme" diye bilinen bir hastalıktır. Eklemlerin kireçlenmesi osteoartrittir (OA). OA, eklemleri ve bu eklemlerin etrafındaki kemikleri etkileyen kronik bir hastalıktır. Geçmişte OA, eklemlerdeki aşınma ve yıpranma nedeniyle dejeneratif bir hastalık veya yaşlıların bir hastalığı olarak kabul edilirdi, ancak günümüzde yapılan araştırmalarla, aşınma dışında eklemlerdeki hasarı etkileyen bir iltihaplanma süreci olduğu, buna rağmen oluşan iltihaplanmanın diğer kireçlenme hastalıkları kadar büyük olmadığı bilinmektedir.

Osteoartrit, aşınmadan kaynaklanmasının yanı sıra travma veya diğer eklem hastalıkları (ikincil) sonucu da oluşabilir. Eklemler arasındaki kıkırdak, eklem aşındığında bir yastık görevi görür ancak bu kısım hasar gördüğü için eklemdeki kemik yüzeyleri birbirine çarparak ağrı, şişlik ve sertliğe neden olur.

Osteoartritte Meydana Gelen Kıkırdak Hasarı

OA hastalarının şikayeti eklemlerde, özellikle vücut ağırlığını taşıyan eklemlerde (diz veya kalça eklemleri gibi) ağrıdır. Ağrı esas olarak bu eklemler kullanılarak yapılan efordan sonra hissedilir ve istirahatle azalır.

Aktivite Sonrası Dizde Ağrı

Bazen sabah uyandıktan sonra eklemde 30 dakikadan kısa süren bir sertlik hissi olabilir. Bir süre hareket ettirdikten sonra bu sertlik düzelecektir. Taşındığında, bir krepitus “çatlama” sesi duyabilirsiniz. Bir süre sonra hastalık kötüleşebilir ve siz dinlenirken de ağrı hissedebilirsiniz. Ağrılı eklem çevresindeki belirli kısımlara yapılan baskı canınızı yakacaktır. Eklem hareketi de ağrı nedeniyle sınırlı olacaktır.

OA tanısını doğrulayabilecek bir laboratuvar testi yoktur, ancak sonuçlar genellikle hastanın semptomlarıyla tutarlı olmasa da radyolojik incelemeler (röntgenler) yardımcı olabilir. X-ışınları daralmış bir eklem boşluğunu gösterebilir, etkilenen eklem çevresinde küçük kemikler (osteofitler) ve skleroz (kireçlenme) oluşur.

Risk Faktörleri

Yaşlılık OA için bir risk faktörüdür. 70 yaşın üzerindeki hemen hemen herkes, değişen derecelerde ağrı ile bu OA semptomunu yaşar. 55 yaşından önce erkeklerde ve kadınlarda OA oranı benzerdir, ancak 55 yaş üzerinde kadınlarda daha fazladır.

Diğer risk faktörleri ise ailede OA öyküsü, fazla kilolu olmak, günde 1 saatten fazla çömelme veya diz çökme gerektiren işlerdir. Yük kaldırma, merdiven çıkma veya uzun mesafe yürüme çalışmaları da bir risk faktörleri arasında sayılmaktadır. Artrozun oluşmasına zemin hazırlayan en önemli faktörlerden biri kilo alımı ve obezite hastalığıdır. Kilo kontrolü açısından bir diyetisyenle görüşmek çözüm aşamasında fayda sağlayacaktır. Söz konusu uzman yardımıyla fazla kilolardan kurutulmak neticesinde, eklemlere binen yük de azaltılmış olacaktır.

Futbol, basketbol veya voleybol gibi bir eklemi travmatize eden sporlar da OA riskini artırır. Sekonder olarak OA'ya neden olabilecek bazı hastalıklar arasında romatoid artrit, gut, hemofili bulunmaktadır.

Tanı

Artroz tanısını koymak kolay olacaktır. Muayene olmanız ve bu esnada durumunuzu açıkça ifade ederek, yöneltilen soruları yanıtlamanız gerekecektir. Sağlık öykünüzü anlatırken, geçirilmiş kaza, yaralanma ve varsa olduğunuz ameliyatları iletmeniz önemlidir. Tanıda; röntgen grafisi ve röntgen grafisinin normal çıkabileceği erken artroz durumlarında gerekli görüldüğünde MRG (manyetik rezonans görüntüleme) yer alır. Kan testleri normaldir, fakat başka hastalıkları ekarte etmk adına yine de kan testlerinin yapılması gerekli olabilmektedir.

Tedavi

Esas olan öncelikli olarak, artrozun oluşumunun önlenmesidir, bu tedavinin ilk basamağı olarak düşünülebilir. Osteoartrit tam anlamıyla tedavi edilemez nitelikte olsa da şikayetler kontrol altına alınabilir, Bu anlamda hastalar her zamanki gibi hareket edebilir ve günlük aktivitelerini ağrısız bir şekilde gerçekleştirebilir. Bu hastalık genellikle yaşla birlikte kötüleşir. Bazı ilaçlar hasarı yavaşlatmaya, ağrıyı azaltmaya veya ortadan kaldırmaya yardımcı olabilir. Ayrıca tüm tedavi işlemlerinin uygulanmasına rağmen ağrı devam ediyorsa son seçenek olarak ameliyat düşünülebilir. Hasarlı ekleme protez eklem yerleştirmek veya başka cerrahi yöntemleri, tedaviye yanıt vermeyen hastalara yardımcı olabilir.

Hastalığın tedavisinde farmakolojik ve non-farmakolojik (farmakolojik olmayan) yöntemleri de konuşmak mümkündür. Farmakolojik yöntemler arasında; parasetamol, nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar, ilaç takviyeleri (supplementler), hyaluronik enjeksiyon, kortikosteroid enjeksiyonları yer alır. Non-farmakolojik yöntemler arasında ise; konuyla ilgili eğitim almak, kompres uygulaması, ideal vücut ağırlığını korunması, dengeli diyet, yaşam tarzı değişiklikleri ve egzersiz yer almaktadır.

Gelişen teknoloji ile birlikte, artrozun ilerlemesinde Prp, ön kök hücre nakli tedavileri gibi birçok biyolojik iyileşmeye yönelik yöntemlerden de fayda sağlanmaktadır.